Seçim Sonrası Hayal Kırıklığı ve Bunalımı İle Baş Etmek

, , No Comments


Bizim gibi yarı demokratik ve hukukun egemen olmadığı geri kalmış ülkelerde malum sürekli darbeler oluyor veya 10-20 yıllık tek adam veya baskıcı oligarşik yani bir sınıf tarafından örn. asker baskısı altında yönetilen anti demokratik yolsuz merkez sağ yönetimler oluyor. Bazı ülkeler bunları seçimle aşabiliyor, örneğin en son dönemde Brezilya'da olduğu gibi ama bizim ülkemizde maalesef bu aşılamadı bu seçimde de.

 

Son yıllarda ülke olarak, giderek artan baskı, yasaklar, hukuksuzluk ve yolsuzluklar yüzünden artık bu yarı demokratik düzenden demokratik bir düzene geçme isteğimiz de çok fazla olduğu için yaşadığımız hayalkırıklığı da çok fazla oldu.

 

Yarı demokratik diyoruz; çünkü malum, ülkemiz demokrasiye geçtiğimizden bu yana (1950 den bu yana ) böyle her 10 yılda militarist darbelere maruz kalmışız ve bu her askeri darbeler sonrasında büyük bir kültür ve eğitim gerilemesi yaşamışız. Çünkü ülkenin aydın ve eğitimli insanları mevkilerinden edilmiş, yargılanmış, işkence yapılmış veya hapse atılmış veya ülkeden kaçmaya zorlanmıştır. 

 

Sonuçta, kalan eğitimsiz kesimde kendilerine yakışanı yapmış ve bunu bir fırsat bilip zengilşemek için siyasete girip, ülkenin kamunun mallarını askerin oluşturduğu bu hukuksuz zorba düzende darbecilerle yaptıkları işbirliği ile çalmış; siyasette, orduda ve bürokraside yaptıkları kamu yolsuzlukları ile adeta ülkeyi talan etmiş ve hukuku da kendilerine göre şekillendirmişler

 

Bu yarı demokratik ve hukuksuz düzende yolsuz iş adamlarının, siyasetçileriN, bürkratların, askerlerin, derin devletçilerin, mafyaların ve onlarla işbirliği yapan aydınların her tülü suçu işleyip rahatça yaşadığı ve asla yargılanmadıkları militarist şöven(sahte vatansever) bir düzen oluşturulmuştur ve 1960'ta yapılan ilk darbeden bu yana bu böyle devam ediyor.


Bu sebeple, bu düzenin sonsuza dek devam etmesi için gerekli anayasalar ve yasalar yapılmış ve bu yolsuzluk düzenine devletin "manevi kişiliği" alet edilmiş ve halk tarafından yapılan her türlü demokratik hak ve özgürlük talebi devlete karşı çıkmakla itham edilerek, halk susturulmuş ve yargılanmış ve zamanla vatandaş bu düzene karşı sorun çıkarıyor bunu kökten halledelim diyerek, halkında bilinçlenmemesi için son derece militarist askeri bir disiplinle çalışan ezberci ve yasakçı bir eğitim ve kamu bürokrasisi sitemi kurulmuş, hem cahil hem de biat eden bir toplum yaratılmıştır. 

 

Zaman içinde, bu hukuksuz ve faşist düzene muhalefet ettiği sanılan yeni siyasetçiler de, bu askeri düzenin yolsuz efendileri tarafından korkutularak bu düzene zorla ayak uydurtulmuş ve bu düzene eklenen yeni işini bilen siyasetçiler tarafından da halk gene dini ve milli duyguları üzerinden askeri vesayetin gözetiminde sömürülmüş ve devlet tamamen yolsuzluğa ve liyakatsızlığa teslim edilmiştir. 

 

Öte yandan askeri vesayetin dayattığı "devletin yüceliği"ne koşulsuz biat etme kültürü bir adıma daha ileri götürülmüş "hükumete ve vekillere ve bakanlara koşulsuz biat kültürüne" dönüştürülmüş ve ülkede giderek sıradan vatandaşın hayatı, insan hayatı yasaklar ve hukuksuzluklar ve eşitsizlikler içinde hiçleştirilmiş, adeta insan eşittir hükumete ve devlete koşulsuz biat etmesi gereken bir hayvan şeklinde son derece vahşi hukuksuz ve özgürlüksüz düzen oluşturulmuştur.

 

Eğitm ve bilinç seviyemiz zaten çok düşük olduğu içinde iki yüzlü, maddiyatçı aydın, iş adamı ve siyasetçiler tarafından çok kolayca kandırılıp veya kışkırtılabiliyoruz bu düzeni değiştirme vaadi verilerek ve bu hala devam etmektedir.

 

Son 20 yılda bu iktidar tarafından da bu çok başarılı şekilde uygulandı ve son darbe dönemlerinde 90'larda dindarlara karşı yapılan militarist elitist (seçkinci) yasaklar ve zorbalıklar bahane edilerek toplum siyasi olarak eski düzene karşı büyük bir nefret ve kin üzerinden kamplaştırıldı ve siyasette asıl amacın tüm toplumun, özgürlüğü, refahı ve huzuru olduğu unutuldu.


Bu sebeple de bu fanatik siyasi düzende yolsuzluk ve hukuksuzluk arttı ve sonuç ekonomik krize dönüştü bu sorumsuzluk ve ülkemizde büyük bir siyasi ekonomik kriz çıkarıldı ve özellikle muhafazakar seçnmen sayısını arttırmak için arap ve diğer müslüman ülkelerden ülkemize kaç girişe veya vatandaşlık satışına başvuruldu.

 

Sonuç olarka nüfus yapımızla da oynanarak son seçimd ebu ithal oylarla ERDOĞAN tekrar seçimi kazandı.

 

Şimdi bunun 5 yıl boyunca doğuracağı sonuçlara katlanmak istemeyen vatandaşlar olarak büyük bir bunalıma düştük ve derin bir  hayalkırıklığı yaşıyoruz

 

Aramızda  yurtdışına kaçarak bu yaşamsal sorunu aşmak isteyenler olduğu kadar bir 5 yıl daha bu şartlarda yaşamaktan başka seçenekleri olmayanlarda çok fazla.

 

Peki ne yapmalı?

 

Öncelikle, bu önümüzdeki 5 yılı önceki yıllardaki bireysel  yaşam mücadelemizden ayırmamalı ve son dönemde yaptığımız siyasi mücedeleyi unutmalı ve öncesinde nasılsak gene normal şekilde hayatımıza devam ettiysek öyle yaşama devam etmek zorunda olduğumuzu görmeli ve daha doğrusu bunu yaşamın doğal akışı olarak görmeli ve endişelenmeyi ve kızmayı bırakmalıyız.

 

Çünkü bu yaşadığımız ülke şartları, biz ne kadar istesekte muhalefetteki ve iktidardaki ihtiraslı ve fanatik iideolojili koltuklarına saplanmış siyasetçiler tarafından oluşturulan düzene bağlı ve biz bunu değiştiremiyoruz.


Hem iktidarı değiştiremediğimiz gibi hem de muhalefeti değiştiremiyoruz ve görünen o ki bunu kabullenmeke ve kendi hayatımıza odaklanmakta ve ülke siyasetine kulaklamırımızı kaptmakta veya günde 30 dakikadan fazla zaman ayırmamakta çok fayda var.

 

Yani daha çok zaman harcarsak öfkemiz ve kaybedeceğimiz şeyler bir o kadar fazla olacak.

 

Bunu yapmak için ise Twitter'ı kapatmanız gerekiyorsa bunu yapın veya facebookta beğendiğiniz baız siyasi sayfaları terk etmeniz gerekiyorsa onu da yapın.

 

Eğer bu konularda kendinizi yönetemiyorsanız, yapacağınız her agresif ve hakaret veya küfürlü içerik ve davranışlardan dolayı kısa sürece hakkınızda soruşturma açılacaktır.

 

Bu soruşturma süreci ise gerçekten "ne gerek var bunları yapmama?" diye kendinizi sorgulayacağınız bir sürece sokacaktır sizi ve hapis veya ara cezası gibi bedellerin korkusu sizi çok yıpratacaktır.

 

Özetle, bu yaşananlar ve bu siyasi kaybediş son 20 yılın değil, 70-80 yılın sonuçları ve bir seçimle tamamen değişmesi mümkün değildi ve bir süre daha  olmayacak.

 

Bu yüzden işinize ve eğitimize odaklanın, daha çok geliştirin kendinizi ve önümüzdeki 5 yıl içimizdeki yabancılara geçilmeyin ve onların kiracısı veya işçisi olmamaya ya da onlardan daha düşük standartlarda yaşamamaya çalışın. çalışın. Yani ülkenin gerçek sahibi olduğunuzu unutmayın ve içimizdeki 10 milyon rus, ukraynalı, arap ve diğer afrika ülkeleri insanlarına göre göre daha eğitimli, daha çalışan ve daha zengin olmak zorunda olduğunuza bunun sizin ana gerçeğinizin olduğuna odaklanın. Yaşam motivasyonunuz bu olsun. 

Daha dürüst daha çalışkan daha eğitimli, donanımlı ve zengin olmak... Bireysel yaşamınızda düşünmeniz gereken en önemli şey bu... 

 

 




0 yorum:

Yorum Gönder